Dünyanın her tarafına yayılmış olan milyonlarca müslüman, İslam
tarihinin ilk asırlarından zamanımıza kadar ibadet ve hukuk meseleleri
hususunda dört büyük müctehidden birine bağlana gelmişlerdir. Bu dört müctehid
şu zatlardır:
8 Kasım 2015 Pazar
İman'da Ehl-i Sünnet İmamları
Kendilerine Ehl-i Sünnet ve Cemaat (Peygamberin ve onun eshabının
yolunda bulunanlar) ve Fırka-i Naciye (selamete kavuşanlar) adı verilen
müslümanlann inançları, şu yukardan beri yazdığımız gibidir.
Bilindiği üzere, peygamber efendimiz ile
görüşüp ona iman edenlere "Ashab-ı Kiram ve Ashab-ı Güzin" denir.
Ashabı görüp de onlardan feyiz alan müslümanlara
Kaza ve Kadere İman Sorumluluğa Engel Değildir
Kaza ve kader, insanların
iradelerine, kudretlerine ve çalışıp kazandıkları şeylerden sorumlu olmalarına
engel ve aykırı değildir.
Şöyle ki: Yüce Allah insanlara bir güç ve
irade (ihtiyar) vermiştir. Bir insan kendi gücünü ve iradesini bir işe
harcarsa, buna Kesb (Kazanç) denir. Yüce Allah da dilerse, o işi insanın
isteğine göre yaratır. Bu da bir kaza, bir yaratıştır. Onun için
Kaza ve Kadere İman
Bilindiği gibi, Yüce Allah’tan
başka yaratıcı yoktur. Bu kainatta meydana gelen her şey, muhakkak Yüce
Allah'ın bilmesi, dilemesi ve yaratmasıyla olur. Onun için herhangi bir şeyin
belirli bir şekilde meydana gelmesini, Cenab-ı Hakk'ın ezelde dilemiş olmasına
"Kader" denir. Yüce Allah'ın böyle dilemiş olduğu herhangi bir
Ahiretin Varlığındaki Hikmet
Bilindiği gibi, Yüce Allah'ın
varlığı ezelîdir, ebedîdir. O'nun kudreti de sonsuzdur. Her işinde de nice
hikmetler vardır. O'nun yaratıcılık sıfatı her zaman varlığını gösterecektir.
O'nun yarattığı ve yaratacağı varlıkların bir kısmı devam edecektir. Kim bilir
içinde yaşadığımız bu alemi ne kadar asırlar önce yaratmıştır!
Ahirete Ait Olaylar
Kıyamet koptuktan bir süre sonra Yüce Allah'ın emriyle sura ikinci
üfürüş olacaktır. Bunun üzerine bütün insanlar dirilerek yerlerinden
kalkacaklar ve mahşer (toplantı) meydanında bir araya gelmiş olacaklardır.
Bir
insanın bedeni yüz binlerce parçaya ayrılsa, her tarafa savrulup saçılsa ve
çürüyüp kaybolsa, yine bunlar Yüce Allah'ın ilminden ve kudretinden dışta
kalmazlar. Yüce Allah dilediği zaman bunları kudreti ile bir araya toplayıp
Kıyametin Oluşu ve Başlangıç Alâmetleri
Ahiret alemi başlamadan önce,
yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, bütün insanların ve bütün alemlerin başına
kıyamet kopacaktır. Bu kıyametin kopmasını "Sûr'a birinci üfürüş"
olayı meydana getirecektir.
Şöyleki: Melek İsrafil (a.s)
"Sûr"denilen ve niteliği ve Yüce Allah tarafından bilinen bir ses
verme cihazına üfürecektir. Bundan çıkan korkunç bir ses
Kur'an-ı Kerimin Taşıdığı Gerçekler
Kur'an'ın insanlara bildirdiği
emirler ve yasaklar, açıkladığı hikmet ve gerçekler pek çoktur. Bunlar temel
olarak inançlara, ibadetlere, muamelata, ahlaka, Allah'ın Yüce kudretini
gösteren üstün san'at eserlerine, ibret alınacak olaylara ve diğer şeylere
aittir. Bunları şu şekilde özetleyebiliriz:
1) Kur'an-ı
Kerim, insanlara Yüce Allah'ın varlığını, birliğini, büyüklüğünü, hikmetlerini
ve kutsiyetini bildirir.
Kur'an'ın Nasıl Bir İlâhi Kitap Olduğu
Kur'an-ı Kerîm, yukarda da
söylediğimiz gibi, Yüce Allah'ın yeryüzüne şeref veren en kutsal kitabıdır. Bu
öyle bir kitaptır ki, insanlar ancak onun gösterdiği yolda yürüdükleri takdirde
mutluluğa kavuşurlar ve Allah'ın rızasına ererler. İnsanlar arasında her türlü
iyi duygular ilerleyip
Semavi Kitaplara Olan İhtiyaç
Varlıkları ile insanlık alemine şeref
vermiş olan Peygamberler, çok önemli olan elçilik ve peygamberlik görevini
yerine getirebilmek için, kendilerine Yüce Allah tarafından talimat verilmiş
olması gerekir. İşte bu talimat,
Semavi Kitaplara İman
Yüce Allah, insanlara yine insanlardan
Peygamberler göndermiştir. Bu peygamberlerden bir kısmına da kendi emirlerini
ve yasaklarını, kendisine ibadet şekillerini öğreten kitaplar indirmiştir.
Bu kitaplardan bir kısmına
"Suhuf" denir. Bunlar
birkaç sayfalık kitaplardır. Kitaplardan dördü de büyük kitaplardır. İnişleri şöyledir:
birkaç sayfalık kitaplardır. Kitaplardan dördü de büyük kitaplardır. İnişleri şöyledir:
On sahife Hazret-i Âdem'e, elli sahife
Hazret-i Şit'e, otuz sahife
Peygamberlere Olan İhtiyaç
Bilindiği gibi, Yüce Allah,
kendisinin kutsal varlığını ve birliğini bilmeleri, kendisine ibadet ve itaatte
bulunmaları için insanları yaratmıştır.
İnsanları diğer birçok yaratıklar
arasında akıl ve düşünce ile seçkin kılmıştır. Onun için bir insan aklını güzel
kullandığı takdirde, kendisini yaratıp da ona düşünüp anlama gücünü veren bir
yaratıcının varlığını sezer. Kendisinin ve çevresindeki varlıkların öyle
rasgele
Meleklerin Varlığındaki Hikmet
Meleklerin
yaratılışındaki hikmeti tamamıyla ancak Yüce Allah bilir. Biz şunu
söyleyebiliriz: Yüce Allah, kudret ve hikmetine son olmayan bir yaratıcıdır.
Nice sayısız alemler yaratmıştır. Yüce Allah kendi varlığını bilsinler ve
kendine ibadet etsinler diye, insanları ve cinleri yarattığı gibi, melekleri de
yaratmıştır. Bunları da alemde birtakım görevlerle görevlendirmiştir. Böylece
kainatın düzenini sağlamıştır.
Peygamberlere İman
Bütün Peygamberlere iman etmek
müslümanlıkta esastır. Lügat manası bakımından peygamber, haber veren kimse
demektir. Dini teriminde ise, Allah Tealâ'nın kullarına dinlerini bildirmek
için görevlendirdiği seçkin insanların her birine "Peygamber" denir.
Bu zatlar Yüce Allah'ın birer elçisi demektir. Bunların Allah'ın Peygamberleri
İslam Dininin Genelliği ve Mutlu Sonuçları
İslam dini, hak dinlerin en sonu ve en
olgunudur. Bu kutsal din, yalnız bir millete ve bir zamana özgü değildir. Bütün
insanlara kıyamete kadar gerekli olan Allah'ın tabii dinidir. İnsanların
yaratılışlarına ve yaşayışlarına tamamıyla uygundur.
Yüce Allah'a ve O'nun Sıfatlarına İman
Üzere imanın temelini teşkil eden altı şart vardır. Bunlardan birincisi
Yüce Allah'a iman etmektir. Şöyle ki: "Allah Tealâ (Yüce Allah) diye
ismini andığımız şanı büyük olan Yaratıcı vardır. Eşi ve benzeri olmayan o
varlık bütün kemal sıfatları ile vasıflanmıştır. Bütün noksanlıklardan beri
(münezzeh) dir.
İman ile İslam’ın Şartları
İslam dininde Yüce Allah'a, meleklere, Allah'ın kitaplarına,
peygamberlere, ahiret gününe, kaza ve kadere iman etmek esastır. Bunları bilip
kabullenmek imanın temel şartıdır. Onun için imanın şartları altıdır, denilir.
Bu şartlar Müslümanlıkta kesinlikle mevcut esaslardır. Bunlara, inanılması
İman ve İslam’ın Niteliği
İman, lügat manası bakımından, bir şeye
inanmak ve bir şeyi doğrulamak demektir. "Bu iş böyledir, şöyledir"
diye hüküm vermektir.
Din teriminde ise, Yüce Allah'ın dinini kalp
ile kabul edip Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in bildirdiği şeyleri
kesin olarak kalb ile doğrulamaktır.
İmanın aslı bu olmakla beraber bir engel hal
bulunmadığı takdirde
Meleklere İman
Melekler ruh gibi lâtif ve nuranî varlıklar olup asıl vasıfları Allah
tarafından bilinen ve büyük sahip olan Allah'ın kullarıdır. Meleklerin bir
kısmı daima ibadet ve zikirle uğraşır. Bir kısmı da yer ve göklerde pek çok görevlerle
meşgul olurlar.
Melekler yemekten, içmekten, evlenmekten,
doğup doğurmaktan beridirler. Değişik şekillere girmeye kabiliyetleri vardır.
Yüce Allah'ın emirlerine asla isyan
Gerçek Bir Dinin Vasıfları ve Yararları
Gerçek bir dinin
belirgin vasıfları, kendini diğer dinlerden seçkin kılan özel nitelikleri pek
çoktur. Özetle diyebiliriz ki, gerçek din insanlara yalnız bir Allah'ın
varlığını bildirir, yalnız bir Allah'a ibadet edilmesini emreder, bütün
kainatın Allah'tan başka yaratıcısı bulunmadığını haber verir. Bütün
peygamberlere ve bütün semavî kitaplara ayırım yapmaksızın inanılmasını ister.
Sonsuz olan bir ahiret hayatının varlığını anlatır.
Gerçek Dinin Esasları ve Başlıca Dinler
Gerçek din, Yüce Allah’ın bir
kanunudur ve bir takım sağlam hükümlerin kutsal biri mecmuasıdır. Allah bunu,
peygamberleri aracılığıyla insanlara ikram ve ihsan buyurmuştur. Bu kanun,
insanları hayır olan şeye götürür. İnsanlar bU Allah kanununun buyruklarına
kendi güzel irade ve arzuları ile uydukça doğru yol üzerinde bulunur ve
hidayete ermiş olurlar. Hem dünyada hem de ahirette mutluluğa ve selamete
kavuşurlar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)